Yazar Burçe Bahadır, öldürülen kadınların aileleri ve cezaevinde kadın katlleriyle birlikte bir dizi röportaj gerçekleştirerek bu röportajlarını kitaplaştırdı. Ortaya "Ölü Kadınlar Memleketi" çıktı.
Kitapta toplam 7 olay anlatılıp, irdeleniyor. Bu röportajların arasında öldürülen kadın kardeşimiz Gülay Yaşar'ın davasını Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'yla birlikte takip eden ve kadın cinayetlerini durdurma mücadelesinde sembolleşen, geçtiğimiz sene kaybettiğimzi Duran Yaşar da var.
Yeni basılan kitap, Türkiye'de kadın cinayeti gerçeklerine ışık tutması açısından önemli bir güncel kaynak oluşturuyor. Herkese tavsiye ederiz.
.jpg)
Yazar Burçe Bahadır kitabınını, Kadın Cİnayetlerini Durduracağız Platformu'na şöyle anlattı:
"Her gün bir kadın sokak ortasında öldürülüyor ve biz hayatımıza devam edebiliyoruz. Beni en çok bu etkilemişti. Beni terk etti diye başına silah dayayabiliyor bir erkek bir kadının ve gayet rahat da o tetiği çekebiliyor. Nasıl bu hale geldik diye merak ettim. Bir erkek, karısı ya da sevgilisi onu terk edince, kendinde nasıl bir hak görüyor da cinayet işleyebiliyor? Bu noktaya nasıl geliyor? Tek başına değil elbette. Bu adamlara lanet etmek, cani demek işin kolay yanı. Bu sorunu çözebilmek için gerçeği anlamamız gerekiyor. Bunun için de karısını öldüren erkekleri dinlemem gerekiyordu. İki tarafı daha iyi kıyaslayabilmek için, cinayetlerin sebebini anlayabilmek için kocasını öldürmüş kadınlarla da görüştüm. Yine de bir eksik olduğunu düşündüğüm günlerden birinde gazetede Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile ilgili bir haber gördüm. Onlarla bağlantıya geçtim ve kurban yakınları ile görüştürdüler beni. Ölen kadınların hikayesini ve kendi acılarını da yakınlar anlattı bana. Böylece tarafların hepsini dinlemiş oldum. Bu açıdan çok memnunum.
Kitap karısını öldürmüş 3 erkek, kocasını öldürmüş 2 kadın ve iki kurban yakını ile yaptığım görüşmelerden oluşuyor. Kadınların ve erkeklerin neden cinayet işlediklerini açık bir şekilde görüyoruz kitapta. Yakınlar sayesinde de cinayetlerin öncesinde ve sonrasında yaşananları anlamış oluyoruz. Tehditler, karakollar, mahkeme süreci, çocukların ruh hali, geride kalanlar… Çok önemli ayrıntılar öğrendim. Hiçbir erkek tehdit etmeden öldürmüyor mesela. Muhakkak söylüyor önceden